Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Haberler.com Youtube kanalında Olgun Kızıltepe ve Ahmet Furkan Başdemir’in sorularını yanıtladı. Destici, siyaset gündeminden ekonomideki son gelişmelere kadar birçok konuda özel açıklamalarda bulundu.
İşte BBP lideri Mustafa Destici’nin Haberler.com’a verdiği özel röportajdan öne çıkan satır başları:
“BEN DE HAYATIN İÇİNDEYİM, PAHALILIK VAR”
Marketlerdeki fahiş fiyat tartışmalarına değinen Destici, kendisinin de hayatın içinde olduğunu belirterek, fiyatlardaki artışın farkında olduklarını ve bunların çözümü için önerilerinin olduğunu ifade etti. Destici, ” Türkiye’de hayat pahalılığı var. Ben de halkın içindeyim, hatta en çok halkın içerisinde olan kişiyim. Bazı siyasi parti genel başkanları da geziyor ama ben bir ile gittiğimde günlerce kalıyoruz. Bir diğeri gidiyor, etrafında medya ordusu… Bir esnafa omuz atıyor, medya çekiyor sadece o geziyormuş gibi algı oluşturuluyor. Bizim böyle imkanlarımız yok. Hal böyle olunca bizim gezdiğimiz fazla gözükmüyor” dedi.
“TEŞHİSİ DOĞRU KOYMAK GEREKİYOR”
Ekonomideki sorunların çözümü için teşhisin doğru konulması gerektiğini ifade eden Destici, “Ben hala çiftçilik yapan birisiyim. Esnaflık yaptım, inşaatlarda çalıştım. Traktör sürdük, halde çalıştık. Şimdi diğer taraftan eğitimciyim, öğretmenlik yaptım, akademisyenlik yaptım. Esnaflık yaptım, marketimiz vardı. Ben hayatın içinden bir insan olarak köylünün de esnafın problemini de asgari ücretlinin problemini de biliyorum. Dolayısıyla bunların çözüm yollarını da biliyoruz. Bunu çözmek için önce teşhisi doğru koymamız gerekiyor” diye konuştu.
“ÇİFTÇİDEN ÖTV ALINMASI ÇOK YANLIŞ”
“Ben mesela yıllardır söylüyorum, mazottaki ÖTV çiftçiden alınmamalı. Çiftçiden Özel Tüketim Vergisi alınır mı? Üreticiden bu vergi alınır mı? Adam özel mi tüketiyor? Bunun kaldırılması lazım. Aradaki kesim var bir de. Direkt zincir market sahibi, haldeki toptancı. Gel sen diyor bu tarlaya soğan veya patates ek, ben bunu alacağım. Fiyatı da şu, parasını peşin veriyor. Pazarlığını bir sene öncesinden yapıyor ve malı da ucuz alıyor. Çiftçi ucuza elden çıkarıyor ama vatandaş pahalıya almış oluyor. Halde aracılar var.
“FİYAT POLİTİKASI BELİRLENMELİ”
Esas parayı kazanan halciler. Tüketici ürünleri yüksek fiyatla tüketmek zorunda kalıyor. Denetlenmesi gereken yer aracıların devreye girdiği kısım. Fındıkta nasıl bir taban fiyat varsa, bu ana ürünlerin de fiyatlandırılması gerekiyor. Arz talep dengesi de oluşturulmalı. Dolayısıyla bir fiyat politikası belirlenmeli, planlanmalı ve fahiş fiyat ortadan kaldırılmalıdır. Diyelim ki 1 liraya aldı, bunu 2 liraya satmak zorunda olmalı.”
“TÜRKİYE’DE KÜRT SORUNU YOK”
BBP lideri Destici, son günlerde sıklıkla konuşulan “Türkiye’de Kürt sorunu var mı?” tartışmasıyla ilgili de dikkat çeken ifadeler kullandı. Türkiye’de Kürt sorununun olmadığını belirten Destici şunları söyledi:
“Bence Türkiye’de bir Kürt sorunu yok. Şimdi ben Şırnak’a Bitlis’e Van’a Kars’a Ardahan’a gittim. Binlerce insanla görüştüm. Bir Allah’ın kulu bana Kürt sorunu demedi. Hepsi, çocuğuma iş, esnafın durumu, hayvancılıkla uğraşıyorsa yem fiyatından bahsetti. Etin para etmediğini söylediler. Tarımla uğraşanlarda yine aynı şikayetler. Edirne’de de aynı şikayetler, Sivas’ta da aynı şikayetler. Kürt sorunu dediğinizde şimdi, ben sayın Kılıçdaroğlu’na Babacan’a Akşener’e soruyorum, bir tarif edin. Kürt sorunu nedir diye tarif etsinler, biz de bilelim. Vardır diyenler tarif etsin. Bu statüsel bir sorun mudur, yoksa demokrasi sorunu mudur?
“DEMİRTAŞ 37 KİŞİNİN AZMETTİRİCİSİ”
Bakın suçsuz gösterilmeye çalışılan, terör örgütünün siyasi uzvunun eş başkanlığını yapan Demirtaş’ı sanki dergahtan alınıp cezaevine konulmuş gibi davranılıyor. Adam 37 kişinin azmettiricisi. Yasin Börü başta olmak üzere. 2’si polis, 35’i Kürt evladı canını kaybetti. Yasin Börü nasıl hayatını kaybetti biliyor musunuz? Kurban eti dağıtıyordu. İhbar edildi, gelip üçüncü kattan attılar. Üzerinden araba geçti, ne suçu vardı o çocuğun. Beyefendi hala pişman değil bunlardan. Meclis’te o gece ne yaptığının farkındaydı. Terini siliyordu.
“KÜRDİSTAN’IN KURULMASINI SAVUNUYOR”
HDP’nin o gece yaptığı çağrı ortada. Devlet şimdi bütün bunları yok mu sayacak. Demirtaş Apo’nun heykelini dikmekten bahsetti. En son bir röportaj vermiş, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinden sonra… Diyor ki “Tahir Elçi’nin öldürülmesindeki devletsizlik de aynı bağlamda. Kürdistan’ın geleceğiyle ilgili mevzu, dünya genelinde de bir siyasi statü meseledir. Bu, Kürdistan’ın dünya genelindeki kabulüyle ilgilidir. Kürtlerin mutlaka, şu veya bu şekilde siyasi statüsü olmalıdır, bunun da ismi devlettir.
“HDP’Yİ MUHATAP ALIRKEN TERÖRLE İLİŞKİSİNİ GÖZ ÖNÜNE ALMALILAR”
Adam ayrı devlet kurmaktan bahsediyor. Suriye’deki İran’daki Irak’takilerle de ya ayrı ayrı ya da birleşmeliyiz diyor. HDP’yi muhatap alalım diyen Babacan, Kılıçdaroğlu bunları okudular mı? Bu bir statü sorunu olarak görülüyor. Önce ana dil diyecek, sonra Türklük kavramının anayasadan çıkarılması. Sonra diyecek ki öz yönetim, özerklik. Demokrasi açıdan bakıyorlarsa, muhatap HDP değil. Çünkü HDP demokratik değil, terör örgütünün siyasal uzantısı.
Kendileri gelirse bu sorunu nasıl çözeceklerini söylesinler. Bölgeye özerklik mi verecekler, ana dil mi ekleyecekler, Türklük kavramını mı anayasadan çıkaracaklar. Çünkü PKK’nın istekleri bu. Kürt sorunu vardır diyerek HDP’nin oyunu alma çabası var”
“BİZ SEÇMENLERİMİZİ KÜRT- TÜRK DİYE AYIRMIYORUZ”
Destici, “Kürtler neden BBP’ye oy vermedi” şeklindeki soruyu ise şöyle cevaplandırdı:
Bizler seçmenlerimizi Kürt, Laz, Çerkez diye ayırmıyoruz. Hepsini eşit vatandaş olarak görüyoruz. Mustafa Destici neyse Diyarbakır’da yaşayan vatandaş da aynı haklara sahiptir. Ben hangi sorumluluğu taşıyorsam, onlar da aynı sorumluluğu taşımasıdır. Onların PKK ya da HDP’ye ihtiyaçları yoktur. Biz onların temsilcisiyim. Ne talepleri varsa biz onların yanındayız. Tek ölçümüz var, terör ve şiddete bulaşmayacağız. Bunları yöntem olarak benimseyenlerle beraber olmayan herkes düşüncesini özgürce söyleyebilir. Biz bunların garantisiyiz”